Katater Komplikasyonları
Kataterlerin acil durumlarda ve uzun süreli kullanımda yeri tartışılamaz. Fakat katater yerleştirilmesinin ve kataterle diyalizin önemli ve hayatı tehdit edebilen komplikasyonları da mevcuttur. Aşağıdaki tabloda katatere bağlı erken ve geç komplikasyonlar görülmektedir:
Erken Komplikasyonlar
Malpozisyon
Hava embolisi
Pnömotoraks/ Ciltaltı amfizemi
Hemotoraks/Hemomediastenium
Arteriyel yaralanma
Kardiyak aritmi
Hidrotoraks/Şilotoraks
Özefagus/ Trakeal yaralanma
Kalp Tamponadı
Sinir hasarları
Geç Komplikasyonlar
Kataterin tıkanması
Katater enfeksiyonu/Endokardit/Sepsis
Venöz Tromboz
Pulmoner emboli
Santral Venöz Darlık
Kataterin Çıkması/Kırılması
Arteriyal Pseudoanevrizma/Arterio-venöz fistül
Malpozisyon:
Kataterin istenilen yer ve pozisyonda olmamasıdır. Bunu önlemek için işlem ultrasonografi kılavuzluğunda yapılmalı ve işlem sonrası kataterin doğru pozisyonda olduğunu görmek için skopi veya radyografiden faydalanılmalıdır.
Hava embolisi:
Santral venöz basıncı düşük hastalarda, işlem sırasında katater lümeninden havanın venöz sisteme geçmesidir. Bunu önlemek için işlem sırasında hasta hafif baş aşağı (Trendelenburg) pozisyonda olmalıdır. Bu komplikasyon ayrıca kataterle diyaliz yapılırkende gelişebilir. Gelişmiş diyaliz makinaları hava embolisini önleyecek, hava dedektör sistemlerine sahiptir.
Pnömotoraks/Ciltaltı amfizemi:
Özellikle subklavian katater takılması esnasında izlenir. Bu komplikasyonun erken fark edilmesi önemlidir. İşlemin tecrübeli ellerde yapılması bu komplikasyondan korunmamızı sağlar. Hasta solunum sıkıntısı açısından işlem sonrası yakın takip altında tutulmalıdır. Pnömotoraks veya ciltaltı amfizemi gelişen hastaya gereğinde toraks tüpü takılıp, havanın dışarıya alınarak, akciğerin ekspanse olması sağlanmalıdır.
Hemotoraks/Hemomediastenium:
Juguler ve subklavian katater takılması esnasında venin veya arterin yaralanması ve kanın toraks boşluğuna veya mediastinuma sızmasıdır. Hastanın işlem sırasında veya sonrasında genel durumunun hızla bozulması, bu komplikasyonu akla getirmelidir. Acil torakotomi veya sternotomi ile damarsal patolojinin düzeltilmesi gerekir.
Arteryel yaralanma:
İşlem sırasında tekrarlayan körlemesine ponksiyonlar, o bölgedeki arterleri zedeleyebilir. Ciddi hematomlar ve yaygın ekimozlar izlenebilir.
Kardiyak aritmi:
Hastaya işlem sırasında uygulanan kılavuz telin sağ atrium veya sağ ventriküle teması ciddi aritmiler oluşturabilir. Hastanın sıvı ve elektrolit dengesinin bozuk olması, ciddi aritmilerin ortaya çıkmasını kolaylaştırır. Aritmi kılavuz telin irritasyonuna bağlı ise kılavuz tel bir miktar geri çekilir. Katater takılma işlemi, ameliyathane şartlarında,EKG monitorizasyonu altında ve defibrilatör kullanıma hazır durumda gerçekleştirilmelidir. Acil durumlarda kullanılacak uygulanacak malzeme ve ilaçlar hazır tutulmalıdır.
Hidrotoraks/Şilotoraks:
İşlemin lenfatik sistemi hasarlaması ve lenfatik akımın toraks boşluğuna sızmasıdır.
Sinir Hasarı:
Katater takılan bölgedeki sinirler zarar görebilir. Sinirin fonksiyonuna göre klinik tablolar ortaya çıkar.
Özefagus/Trakeal yaralanma:
Hastada işlem sırasında bu organların zedelemesinin yarattığı komplikasyonlardır. Trakeal yaralanma kendini solunum sıkıntısı ile gösterir. Özefagus yaralanması genellikle erken fark edilemez ve tedavisi güçtür.
Kalp tamponadı:
İşlem sırasında katater veya kılavuz telinvena kavayı, sağ atriumu veya sağ ventrikülü delmesi sonucu gelişir. Hastada genel durum hızla bozulur. Tansiyonda düşme ve nabızda zayıflama izlenir. Ekokardiografi ve radyografi tanı koydurucudur. Perikard boşluğundaki kanın boşaltılması için perikard tüpü yerleştirilmesi veya acil torakotomi ile yaralanmanın tamiri gerekir.
Kataterin tıkanması:
Katater lümenlerinin mekanik, kan veya fibrin ürünleri ile işlev görmez hale gelmesidir. Kataterde ezilme ve kıvrılmalar iç lümenleri zedeler. Katater lümenlerinin heparinle doldurulmasında yetersizlik durumunda, lümene kanın sızması katater lümeninde trombüs oluşturur.Uzun süre kalan kataterlerin çevresinde fibrin kılıf oluşur ve kataterin fonksiyonuna engel olur. Taze trombüslerin eritilmesi için fibrinolitik ilaçlar ( t-PA veya streptokinaz) kullanılabilir. Kronik darlıkları temizlemek için bu işlem için üretilmiş katater fırçalarından faydalanılır. Katater fonksiyonu sağlanamıyorsa kılavuz tel üzerinden aynı bölgeden kataterin değiştirilmesi sağlanır.
Enfeksiyon:
Kataterin dış ortamla temasının kaçınılmaz olması, enfeksiyon için zemin oluşturmaktadır. Kataterler bakteriler ve mantarlar için uygun üreme ortamı olabilir. Normalde cilt florasında bulunabilen Stafilokokus aureus ve Stafilokokus epidermitis en sık saptanan enfeksiyonetkenidir. Enfeksiyon genellikle cilde giriş yerinde başlar. Bu bölgede kızarıklık ve ısı artışı ilk enfeksiyon bulgularıdır. Bu bulgular lokal ve sistemik antibiotik tedavisi ile kontrol altına alınabilir. Kalıcı kataterlerde enfeksiyon tünele doğru yayılır ve tünel trasesinde kızarıklık ve pürülan akıntı bu tabloya eklenir. Enfeksiyon tünele yayıldığında genellikle kataterin çıkarılması ve yeni lokalizasyondan katater uygulaması gereklidir. Sepsis aralıklı yüksek ateş gelişmesi ve kataterle diyaliz esnasında üşüme-titreme şikayetlerinin ortaya çıkması ile kendini gösterir. Sepsis gelişmesi durumunda kısa süreli antibiotik tedavisine rağmen, klinik bulgular düzelmezse katateri çıkarmak gerekir. Kataterli bir hastada sepsis ve endokardit klinik bulguları izlendiğinde başka bir enfeksiyon odağı gösterilemez ise sorunun kateterden kaynaklandığı düşünülmelidir. Katatere bağlı enfeksiyonları önlemek için katater bakımı ve katater kullanımında gerekli hassasiyet gösterilmelidir.
Venöz tromboz:
Kataterler geliştirilen dizayn ve materyellere rağmen trombojenik özelliğe sahiptir. Kataterin lümende yaptığı irritasyon trombositlerin bu bölgede aktivasyonunu artırır. Venöz tromboz, kataterin bulunduğu lokalizasyona göre klinik bulgular gösterir. Femoral ve subklavian katatere bağlı trombozda o ekstremitede belirgin çap artışı, ödem ve ısı artışı izlenir. Juguler katatere bağlı trombozda yüzde ve boyunda ödem izlenir. Santral venöz tromboz gelişmesi katater kullanımını imkansız hale getirebilir ve kataterin çıkarılmasını gerektirir. Hastanın antikoagülan tedaviye alınması trombozun yayılmasını engeller. Subklavian vende gelişen tromboz, o ekstremiteden kullanılabilir bir fistül oluşturulma ihtimalini yok eder.
Pulmoner Emboli:
Katatere bağlı gelişen santral venöz sistemde oluşan trombüsün yerinden kopması pulmoner emboli oluşturur. Klinik olarak asemptomatik tablodan, ciddi solunum sıkıntısı ve ölüme kadar varan klinik tablolar oluşturur.
Santral Venöz Darlık:
Katater uygulamasının venöz sistemde yaptığı darlıklar genellikle asemptomatiktir. Darlık bölgesinde yüzeyel venöz kollaterallerin artışı belirgindir. Klinik bulgular daha çok darlık izlenen ekstremiteden A-V fistül ve Greft operasyonu gerçekleştirildikten sonra izlenir. Fistülün çalışmasıyla o ekstremitede ciddi çap artışı ve ödem izlenir. Bu tablo fistülünde kullanılamaz hale gelmesine yol açar. Fistülografi ile saptanan venöz darlıklar, anjioplasti ve stent uygulamaları ile tedavi edilmeye çalışılır. Buna rağmen klinik düzelme sağlanamayan olgularda fistülün kapatılması tek seçenektir.
Kataterin çıkması/kırılması:
Katatere uygulanan fiziki güç kataterin kırılmasına veya katater dikişlerinin kopması ile kataterin çıkmasına yol açabilir. Bu sebeple hastalara katatere zarar verebilecek aktivitelerden sakınmaları öğretilmelidir.
Arteriyal pseudoanevrizma/Arterio-venöz fistül:
Katater uygulaması sonrası gelişen arteryel ve venöz zedelenmelere bağlı gelişen klinik tablolardır. Klinik bulgular genellikle katater çıkarıldıktan sonra izlenir. Bu bölgede üfürüm ve thrill izlenmesi iatrojenik A-V fistülün klinik bulgusudur. Pseudoanevrizma gelişmesi durumunda o bölgede pulsatil kitle izlenir.
Katater komplikasyonlarından sakınmak için katater takılma işlemi gerekli görüntüleme teknikleri kullanılarak, tecrübeli hekimler tarafından, uygun koşullarda gerçekleştirilmelidir. Katater kullanım ihtiyacını ve kullanım süresini azaltacak girişimler uygulanmalıdır. Hastanın ve diyaliz ekibinin katatere göstereceği özen katater kullanımına bağlı sorunları azaltır.